Bitkisel ağırlıklı ve dengeli bir beslenme modeline geçilmesi halinde her yıl 15 milyon erken ölümün önlenebileceğini savunan EAT-Lancet Komisyonu Raporu'nu, İklim Masası'na değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Adaman, önce açlık sorununun çözülmesi gerektiğini kaydetti.
SAĞLIKLI YAŞAMDAN ÖNCE YAŞAM!

Mevcut gıda sistemine bakıldığında, dünyanın üçte birinin aç, üçte birinin ise obez olduğuna dikkat çeken Prof. Adaman, ‘‘Dünyadaki tüm eşitsizlikleri düşünün. Bu eşitsizliklerin var olduğu bir ortamda ‘hadi daha sağlıklı gıdaya geçelim’ veya ‘gıda kompozisyonunu iyileştirelim’ demek çok naif kalıyor. Her şeyden önce iki milyar insan aç - buradan başlamamız lazım. Tamam, sağlıklı yaşayalım, ama her şeyden önce yaşayalım" değerlendirmesini yaptı.
Gelir dağılımı beslenmeyi etkiliyor
Prof. Dr. Adaman'ın gıda eşitsizliği ile ilgili tespitleri şöyle; "Türkiye’de de obezite artıyor. Kalori alımı yüksek ama tüketilen gıdanın kompozisyonuna baktığımızda, ağırlıklı bir şekilde makarna gibi
un türevlerinin tüketildiğini görüyoruz.
Zaten Türkiye’de ortalama kalori alımı yüksek, ama günde 10 ekmek yiyerek de kalori alırsınız. Konu kalori almak değil, o kalorinin kompozisyonu. Türkiye’de bu kompozisyon kötü.
Bozulan gelir dağılımıyla birlikte, tüketilen gıdanın kompozisyonunun da değiştiğine dair ciddi gözlemlerimiz var.
TÜRKİYE'DE KÖTÜ BESLENEN ÇOK
Dünyaya bakacak olursak yaklaşık iki milyar civarında insan, yeterli kalori dahi alamıyor - yani aç. Türkiye’de ise açlıktan ölen yoksa da kötü beslenen çok.
Obezitenin korkunç bir maliyeti var. Sağlık sistemine maliyetini ABD örneğinde görebiliyoruz. Bu maliyet, yılda yaklaşık 173 milyar dolar olarak hesaplanıyor.
TÜRKİYE'DE TARIM BİTMEK ÜZERE
Buradan yola çıkarak Türkiye’de de ciddi bir maliyet oluşturacağını öngörmek zor değil.
Bilinçli olmanın bir diğer boyutu da tedarik zincirini ilgilendiriyor. İstanbul’un gıdası, yüzlerce kilometre ötedeki Adana’dan geliyorsa, burada bir sıkıntı var.
Örneğin Avrupa’da birçok lokanta, ürünlerini en fazla 100 kilometre mesafeden satın alıyor. Domatesin mevsimi değilse, menüye domates salatası koymuyor, ‘yemeyeceksin’ diyor. Bu bir bilinç ve rafine düşünme işi.
Türkiye’de tarım büyük ölçüde bitmiş durumda. Köy köy dolaşsak, 50 yaş altında birilerini bulmakta çok zorlanırız. Genç nüfus köyde, tarımda kalmıyor. İklim kriziyle birlikte tarım yapmak da çok zorlaştı.
