Gıda Bülteni Tarım Narda zehir bildirimleri artıyor.. Türk narı yine pestisit engeline takıldı

Narda zehir bildirimleri artıyor.. Türk narı yine pestisit engeline takıldı

Nar sezonu yeni başlamışken Avrupa’dan Türkiye menşeli nar sevkiyatlarına peş peşe gelen pestisit uyarıları dikkat çekti. Avrupa Birliği Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi’ne (RASFF) yansıyan son bildirimlerde, Türkiye’den ihraç edilen taze narlarda kalıntı limitlerini aşan pestisitler tespit edilirken, zehir saptanan narların tamamının Almanya ve Avusturya'da tüketildiği, stok bulunmadığı belirtildi. Pestisit açısından uygunsuz bulunan bir diğer parti nar da Bulgaristan'da imha edildi.

2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

AB Gıda Alarm Sistemi'ne 3 Kasım günü yansıyan Avusturya bildirimi, Türkiye’den gelen taze nar numunelerinde üç farklı pestisit kalıntısını ortaya koydu. 

Analiz sonuçlarına göre numunelerde siflutrin (0,032 mg/kg), imidakloprid (0,083 mg/kg) ve tiyofanat-metil (0,48 mg/kg) tespit edildi. Bu değerlerin, Avrupa Birliği mevzuatında belirlenen maksimum kalıntı limitlerinin (MRL) birkaç kat üzerinde olduğu belirtildi.

Narda 2 günde 2 kez pestisit bildirimi

Aradan yalnızca 2 gün geçtikten sonra, 5 Kasım 2025’te Bulgaristan da Türkiye’den gönderilen bir başka nar sevkiyatında piriproksifen (0,042 mg/kg) ve asetamiprid (0,091 mg/kg) tespit etti. Sınır kontrolünde yapılan analizlerin ardından ürünlerin imhasına karar verildi.

Pestisit zinciri büyüyor

RASFF kayıtlarına göre son iki haftada Avrupa’nın iki farklı ülkesinde Türk narlarına ilişkin beş farklı pestisit tespit edildi. Bunlardan bazıları, özellikle arı ölümleriyle ilişkilendirilen neonikotinoid grubu pestisitler arasında yer alıyor.

İmidakloprid ve asetamiprid, Avrupa Çevre Ajansı tarafından uzun süredir polinatör türler için yüksek riskli olarak sınıflandırılıyor.

Siflutrin, nörotoksik etkileri nedeniyle Avrupa’da sıkı limitlerle kontrol ediliyor.

Tiyofanat-metil ise mantar ilaçları grubunda yer alan, insanlarda karaciğer ve tiroid toksisitesi riski taşıyan bir madde olarak biliniyor.

Uzmanlar, bu bileşiklerin üretim sürecinde yoğun kullanımının yalnızca ihracat açısından değil, iç piyasada da tüketici sağlığı açısından risk oluşturduğunu vurguluyor.

Narın bereketi mi, kalıntı krizi mi?

Son haftalarda ardı ardına gelen bu uyarılar, Türkiye’de entegre zararlı yönetimi uygulamalarının ve tarımsal denetim zincirinin güçlendirilmesi gerektiğini bir kez daha gündeme taşıdı.
Zira “doğal ve şifalı meyve” olarak bilinen nar, pestisit kalıntısıyla gündeme geldiğinde hem tüketici güveni hem de ihracat rekabeti zarar görüyor.

Nar, kalp sağlığını destekleyen antioksidan bileşenleri ve bağışıklık güçlendirici etkisiyle bilinirken, bu değerli meyvenin kimyasal kalıntılarla anılması, üretim zincirinde kontrol kaybının geldiği noktayı da ortaya koyuyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *