Gıda Bülteni Gündem EAT-Lancet raporu: Zenginlerin gıdası karbon ayak izinin yüzde 70'inden sorumlu

EAT-Lancet raporu: Zenginlerin gıdası karbon ayak izinin yüzde 70'inden sorumlu

2025 EAT-Lancet Komisyonu raporu yayımlandı. Küresel gıda sistemlerine dair bugüne kadarki en kapsamlı bilimsel değerlendirme niteliğindeki rapor, mevcut üretim ve beslenme biçimlerinin yalnızca iklim krizini derinleştirmekle kalmadığını, aynı zamanda eşitsizliği artırarak milyonlarca erken ölüme neden olduğunu ortaya koydu.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Komisyonun bulgularına göre, gıda sistemlerinde yapılacak dönüşüm her yıl 15 milyon erken ölümün önüne geçebilir, sera gazı emisyonlarını yarı yarıya azaltabilir ve dünya genelinde daha adil bir yaşam alanı sağlayabilir.

“Tabağımıza koyduğumuz şey hayat kurtarıyor”

Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü Direktörü ve Komisyon Eş Başkanı Johan Rockström, raporun önemini şu sözlerle özetledi: “Bu rapor, gezegen sınırlarını aşmadan büyüyen nüfusu beslemek için bugüne kadarki en net kılavuzu ortaya koyuyor. Tabağımıza koyduğumuz şeylerin milyonlarca hayat kurtarabileceğini, milyarlarca ton emisyonu azaltabileceğini ve daha adil bir gıda sistemi yaratabileceğini gösteriyor.”

Gıda sistemleri gezegenin sınırlarını zorluyor

Rapor, gıda sistemlerinin biyolojik çeşitlilik kaybı, arazi kullanım değişikliği, tatlı su tüketimi ve kirlilik gibi beş kritik gezegensel sınırı aşmada en büyük paya sahip olduğunu vurguluyor. Küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 30’unun gıdadan kaynaklandığı da belirtiliyor.
Bilim insanları, enerji sistemleri tamamen karbonsuzlaştırılsa bile mevcut gıda üretim ve tüketim alışkanlıklarının tek başına küresel sıcaklık artışını 1,5°C’nin üzerine çıkarabileceği uyarısında bulundu.

Eşitsizlik derinleşiyor

Raporda, küresel ölçekte yeterli kalori üretildiği halde bir milyardan fazla insanın yetersiz beslendiği, buna karşılık en zengin %30’luk kesimin gıda kaynaklı çevresel etkinin yüzde 70’inden fazlasından sorumlu olduğu aktarıldı. Ayrıca, gıda sistemi çalışanlarının yaklaşık üçte birinin geçim ücretinin altında kazandığı ve milyonlarca insanın güvence olmadan gıda üretmek zorunda kaldığına dikkat çekildi.

CGIAR Komisyonu Eş Başkanı Shakuntala Haraksingh Thilsted, “Gıdayı üreten insanlar düşük ücret alıyor, çevresel ve sağlık maliyetleri en savunmasız grupları etkiliyor. Dönüşüm, herkes için adil çalışma ve sağlıklı çevre hakkını güvence altına almalı” dedi.

Dönüşümün ekonomik getirisi ne olacak?

AT-Lancet, gıda sistemlerinin yeniden yapılandırılmasının yalnızca sağlık değil, ekonomi açısından da büyük fırsatlar sunduğunu belirtiyor. Emisyonların yarıya inmesi, sağlıkta iyileşmeler, ekosistemlerin onarılması, iklim direnci sayesinde yıllık 5 trilyon dolarlık ekonomik getiri sağlanabileceği öngörülüyor.
Bu dönüşüm için gereken yatırımın ise 200–500 milyar dolar arasında olacağı, yani getirinin onda birinden bile az bir maliyetle mümkün olabileceği ifade edildi.

Çözüm: Gezegensel sağlık diyeti

Raporun merkezinde, ilk olarak 2019’da önerilen ve şimdi daha güçlü kanıtlarla desteklenen Gezegensel Sağlık Diyeti bulunuyor.
Bu beslenme modeli; bitki ağırlıklı, esnek bir diyet, meyve, sebze, baklagil, tam tahıl ve kuruyemişleri öne çıkarıyor, kırmızı et, süt ürünleri, ilave şeker ve doymuş yağların ise sınırlı tüketimini öneriyor.

Harvard TH Chan Halk Sağlığı Okulu’ndan Prof. Walter Willett, “Tam tahıllar, meyveler, sebzeler, baklagiller ve kuruyemişlere ağırlık vererek her yerde sağlık sonuçlarını iyileştirebiliriz. Ancak yalnızca beslenme değil, tüm sistemin dönüşmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Sekiz öncelikli adım belirlendi

Komisyon, hükümetlere, özel sektöre ve sivil topluma çağrıda bulunarak dönüşüm için sekiz öncelik sıraladı:
-    Sağlıklı ve geleneksel beslenmeyi korumak
-    Uygun fiyatlı ve erişilebilir gıda ortamları yaratmak
-    Sürdürülebilir üretim uygulamaları geliştirmek
-    Ekosistemlerin tarıma açılmasını durdurmak
-    Gıda kaybını ve israfını azaltmak
-    Çalışanlara adil koşullar sağlamak
-    Gıda emekçilerine temsil hakkı vermek
-    Ötekileştirilmiş grupları korumak

Artık seçenek değil, zorunluluk

Komisyon, gıda üreticileri, imalatçılar ve perakendeciler için raporun hem bir uyarı hem de yol haritası niteliğinde olduğunu vurguladı. Rockström, “Kanıtlar ortada. Gıda sistemlerini dönüştürmek yalnızca mümkün değil, herkes için güvenli, adil ve sürdürülebilir bir gelecek için zorunlu” diyerek sözlerini tamamladı.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *