Yeşil pesto sos, makarna ve salataların vazgeçilmez eşlikçisi olsa da Almanya’da yapılan bir test, tüketici sağlığı açısından ciddi risklere işaret etti.
21 üründen 4'ü testi geçti
Süpermarket ve indirim mağazalarından alınan 21 farklı ürün laboratuvar analizine tabi tutuldu. Sonuç çarpıcıydı: Yalnızca dört ürün “ikna edici” bulunurken, geri kalanların çoğu mineral yağ, pestisit veya plastikleştirici kalıntıları nedeniyle sınıfta kaldı.
ORGANİK SOSLAR DA SINIFTA KALDI
Testte yer alan ürünlerin 11’i organik sertifikalıydı. Buna rağmen bazı organik ürünlerde de kalıntıların bulunması, denetimlerin güvenilirliğini tartışmaya açtı. İki ürün en yüksek notu alırken, iki ürün “iyi” derecesinde değerlendirildi. Ürünlerin üçte biri mineral yağ açısından temiz çıksa da çoğunluk tüketici güvenliğini sağlayamadı.
KANSEROJEN YAĞ MADDELERİ
Analizlerde en sık rastlanan sorun mineral yağ kalıntıları oldu. 14 üründe doymuş mineral yağ hidrokarbonları (MOSH) tespit edilirken seviyeler çoğu kez “önemli ölçüde yüksek” bulundu. MOSH bileşikleri insan yağ dokusunda ve organlarda birikiyor, uzun vadeli etkileri ise hâlâ tam bilinmiyor.
Daha tehlikeli olan mineral yağ aromatik hidrokarbonları (MOAH) ise 12 üründe belirlendi. Bu grup kanserojen maddeler içeriyor. Test edilen ürünlerin yarısında, Avrupa Komisyonu’nun önerdiği maksimum MOAH seviyelerinin dahi aşıldığı bildirildi.
pestisit kalıntıları ve yasaklı maddeler
Testin bir diğer çarpıcı sonucu ise pestisit kalıntılarıydı. Bazı ürünlerde beş farklı pestisit birden bulundu. Yasal sınırların altında olsalar bile, bilim insanları birden fazla pestisitin aynı üründe bulunmasının olası etkileşim riskine dikkat çekiyor.
Analizlerde ayrıca çevreye zararlı klorantraniliprol ve AB’de Kategori 1B üreme toksik maddesi olarak sınıflandırılan dimethomorf tespit edildi.
plastikleştirici ftalatlar da bulundu
Bazı pesto ürünlerinde yalnızca mineral yağ ve pestisit değil, aynı zamanda ftalat plastikleştiriciler de tespit edildi. Bu maddeler gıdayla temas eden plastiklerden üretim sırasında hammaddelere geçebiliyor.
Testte özellikle iki üründe üreme için toksik kabul edilen dietilheksil ftalat (DEHP) bulundu. Bir başka üründe ise hayvan deneylerinde kronik toksisiteye yol açtığı belirlenen diisononil ftalat (DiNP) saptandı. Bu bulgular, üretim zincirinde kullanılan hortum ve bidonların gıda güvenliğinde ne kadar kritik olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
2020 testine göre ilerleme sınırlı
ÖKO-TEST dergisi, 2020 yılında yaptığı pesto testinde tüm ürünlerin mineral yağ kontaminasyonu nedeniyle olumsuz not aldığını açıklamıştı. 2024 testinde bazı ürünlerin temiz çıkması ilerleme işareti olsa da, halen yarısından fazlasının başarısız olması sektörün sorunları kalıcı olarak çözemediğini gösteriyor.
tüketiciye öneriler
Uzmanlar, pesto sosunun açıldıktan sonra buzdolabında en fazla birkaç gün dayanabileceğini, daha uzun saklama için dondurma yönteminin tercih edilmesini öneriyor. Ayrıca tüketicilerin etiket bilgilerini dikkatle incelemesi, güvenilir markaları seçmesi ve ürünleri kısa sürede tüketmesi tavsiye ediliyor.
sADECE ALMANYA DEĞİL
Avrupa’da yapılan bu test yalnızca Almanya’daki tüketiciler için değil, kıtaya ürün gönderen tüm üreticiler için uyarı niteliği taşıyor. Mineral yağ, pestisit ve plastikleştirici bulguları, organik sertifikaların güvenilirliğini de tartışmaya açıyor. Uzmanlara göre üreticilerin daha şeffaf ve sıkı kontroller yapması, tüketicilerin sağlığını korumak için kaçınılmaz hale geldi.