Gıda Bülteni Gündem Plastik ambalajlar yalnızca gıdayı mı taşıyor? Mikroplastik tehlikesi büyüyor!

Plastik ambalajlar yalnızca gıdayı mı taşıyor? Mikroplastik tehlikesi büyüyor!

Yeni bir bilimsel çalışma, gıda ambalajları ve tek kullanımlık mutfak ürünlerinin mikroskobik plastikleri yiyeceklere bulaştırabileceğini ortaya koydu. Uzmanlar, mevcut düzenlemelerin bu riski karşılamada yetersiz kaldığını belirtiyor.

2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Plastik ambalajlar, gıdayı dış etkenlerden korurken sağlık açısından görünmeyen bir tehdit taşıyor olabilir. NPJ Science of Food dergisinde yayımlanan ve Priyanjana Pramanik tarafından kaleme alınan yeni araştırma, gıda ile doğrudan temas eden plastik bazlı malzemelerin; çatal-bıçak takımları, kaplar, çay poşetleri, kesme tahtaları gibi ürünlerin; mikro, nano ve hatta mezoplastik (1–10 mm) parçacıkları gıdaya aktarabileceğini ortaya koydu.

50 güvenilir kanıt, 600 veritabanı girişi

Araştırma, 103 bilimsel çalışmayı inceleyerek toplamda 600 veri kaynağını sistematik olarak haritalandırdı. Ancak yalnızca 50 girdi, mikro ve nanoplastiklerin (MNP) ambalajlardan gıdaya geçtiğine dair yüksek güvenilirlikte kanıt sundu. 

Araştırmacılar, bu bulgunun düzenleyici testler açısından ciddi bir boşluk oluşturduğunu ve mevcut standartların bu sorunu yeterince kapsamadığını ifade ediyor.

En çok araştırılan ürün: Plastik çay poşetleri

Tek kullanımlık plastik ürünler, araştırmada öne çıkan en yaygın kaynaklar arasında yer aldı. Özellikle plastik çay poşetlerinin sıcak suya maruz kaldığında yüksek miktarda mikroplastik saldığı belirlendi. Şişelenmiş su, konserve balık, pirinç, bira, meşrubat ve sofra tuzu gibi ürünlerde de MNP varlığı saptandı.

Cam ve metal de masum değil

Plastik içermediği düşünülen cam kavanozlar ve metal kutular da bu riskin dışında değil. İç yüzeylerinde yer alan plastik contalar ya da astarlar yoluyla, bu malzemelerin de zamanla mikroplastik salabildiği tahmin ediliyor.

MNP’lerin sağlık etkisi nedir?

MNP’lerin insan sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkileri henüz net değil. Ancak bazı hayvan çalışmalarında yüksek düzeyde mikroplastik maruziyetinin bağırsak mikrobiyomunu bozabileceği, bağışıklık sistemini etkileyebileceği ve nörolojik sorunlara yol açabileceği gözlemlendi. Bu etkiler, insanlarda benzer sonuçlar doğurmasa da dikkatli olunması gerektiği vurgulanıyor.

“Biyoplastik” sanıldığı kadar masum değil

Araştırmada dikkat çeken bir diğer konu ise, çevre dostu olarak sunulan biyolojik olarak parçalanabilir plastiklerin (örneğin PLA - polilaktik asit) bazı durumlarda geleneksel plastiklerden daha fazla mikroplastik salabildiği yönündeki bulgular. Bu bulgular, sürdürülebilirlik algısının da yeniden değerlendirilmesini gündeme getiriyor.

Mevzuat boşluğu var

Araştırma ekibi, Avrupa Birliği'nin gıda ile temas eden malzemelere yönelik mevcut düzenlemesi olan EC 1935/2004’ün kimyasal göçü kapsadığını, ancak mikro ve nanoplastik gibi parçacıkların göçüne dair açık bir düzenleme içermediğini belirtiyor. Bu durum, önemli bir mevzuat boşluğu olarak değerlendiriliyor.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *