Gıda Bülteni Gıda Modern tıpta yeni bir şifa potansiyeli

Modern tıpta yeni bir şifa potansiyeli

Doğal bir mucize olarak bilinen safran (Crocus sativus L.), artık sadece mutfaklarda değil; ruh hali, hafıza, metabolik sağlık ve bağışıklık üzerinde bilimsel olarak desteklenen etkileriyle modern tıbbın dikkatini çekiyor.

2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Safran, kökenleri antik medeniyetlerden modern klinik çalışmalara uzanan bir yolculukta; antioksidan, iltihap karşıtı etkileri, bilişsel destek ve ruh hali üzerinde potansiyel faydaları dikkat çekiyor. Ancak güvenli ve etkili kullanımının sağlanabilmesi için; standartlaşma, kalite kontrolü ve ileri klinik araştırmaların hızlandırılması büyük önem taşıyor.

Safran hangi özellikleri taşıyor?

Safranın temel biyoaktif bileşenleri olan krosin, krosetin, picrocrocin ve safranal, güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar özellikler taşıyor. Bu bileşenler, hücre hasarını engelleyerek oksidatif stresi bastırabiliyor.
Klinik öncesi ve kontrollü deneylerde, safranın nöroprotektif etkileri, hafıza ve bilişsel işlevlerde iyileşme sağlarken Alzheimer benzeri süreçlerde β‑amiloid agregasyonunu baskıladığı gözlemlendi. Yapılan bir klinik çalışmada, safran dozu yapılan hastalar donepezil alanlarla benzer iyileşme gösterdi.

Safran depresyona iyi gelir mi?

Bir meta-analiz, safran takviyesinin (günde 15–30 mg) majör depresif bozukluk semptomlarını anlamlı şekilde azalttığını gösterdi. Etki mekanizması olarak GABA reseptör modülasyonu ön plana çıktı. Ayrıca, adet öncesi sendrom (PMS), iştah kontrolü ve erektil disfonksiyon gibi durumlarda da faydalılığına yönelik ön veriler bulundu.

Safran kolesterolü düşürür mü?

Çeşitli pilot çalışmalar, safran takviyesini kullanan bireylerde açlık glikozu, LDL kolesterol ve bel çevresinde ölçülebilir düşüşler saptadı.
Bununla birlikte, doz ve kullanım süreleri çalışmalar arasında çeşitlilik gösterdiğinden, kesin tavsiyeler için daha büyük ölçekli klinik araştırmalar gerekiyor.

Safran nasıl kullanılmalı?

Genellikle günde 30 mg’a kadar safran kullanımı güvenli kabul ediliyor. Ancak yüksek dozlarda (örneğin günlük birkaç gram) bulantı, baş dönmesi veya ağız kuruluğu gibi yan etkiler ortaya çıkabiliyor ve bununla birlikte toksisite riski artabiliyor.

Safran pazarı büyüyor 

Dünya safran üretiminin yaklaşık yüzde 90’ını İran karşılıyor; İspanya, Afganistan ve Fas da diğer önemli üretim merkezleri arasında. Safran, gıda takviyeleri, doğal antidepresanlar, nanoteknoloji bazlı ilaçlama sistemleri ve nootropik ürünlerde kullanım alanı buluyor.
Bitki bazlı sağlık ürünlerine artan ilgiyle birlikte safran takviye pazarı yıllık yüzde 6,8 büyüme oranına ulaşıyor.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *