Bitkisel bazlı ürünler her geçen gün daha fazla sofralarda yer buluyor. Ancak “aşırı işlenmiş gıdalar” kategorisinde yer alan bu ürünlerin sağlık üzerindeki etkisi uzun süredir tartışma konusu. Current Nutrition Reports dergisinde yayımlanan yeni bir inceleme, bu konuda ezber bozan bulgular ortaya koydu.
Araştırma, soya sütü, bitkisel et analogları ve yumuşak margarin gibi ürünlerin, işlenmemiş hayvansal gıdaların yerine tüketildiğinde toplam kolesterol (TC), LDL kolesterol (LDL-C) ve C-reaktif protein (CRP) düzeylerini düşürebildiğini gösterdi. Ayrıca bu değişimlerin kalp-damar hastalıkları, tip 2 diyabet ve bazı kanser türleri riskini azalttığı da gözlemlendi.
Ultra işlenmiş her gıda kötü değil
NOVA sistemine göre “ultra işlenmiş gıda (UPF)” olarak tanımlanan ürünler genellikle olumsuz bir algıya sahip. Fakat araştırmacılar, bu kategorideki tüm ürünlerin aynı sağlık etkilerine sahip olmadığını vurguluyor. Örneğin, yüksek sodyum ve doymuş yağ içeren işlenmiş etler sağlık risklerini artırırken, mikoprotein, soya veya bezelye proteini içeren bitkisel alternatifler hem lif bakımından zengin, hem de kolesterolsüz bir seçenek sunuyor.
Bitkisel alternatifler kalp dostu olabilir mi?
Süt yerine soya sütü kullanmak LDL kolesterolü ve iltihap göstergelerini azaltıyor. Ayrıca et yerine bitkisel et analogları tüketmek vücut ağırlığını ve kardiyovasküler riski düşürürken tereyağı yerine yumuşak margarin kullanımı kalp hastalığı ve ölüm oranlarında azalmayla ilişkilendiriliyor.
Uzmanlar, bu etkilerin büyük oranda bitkisel gıdalardaki çoklu doymamış yağ asitleri (PUFA), diyet lifi ve daha düşük dallı zincirli amino asit içeriğiyle açıklanabileceğini belirtiyor.
Her bitkisel ürün sağlıklıdır mıdır?
Araştırmada, tüm bitkisel gıdaların eşit derecede sağlıklı olmadığı da vurgulandı. Örneğin, piyasadaki bitkisel sütlerin yüzde 84’ü ultra işlenmiş kategorisinde yer alıyor ve bazıları ilave şeker, emülgatör veya aroma verici içeriyor. Bu nedenle uzmanlar, bitkisel ürünlerin içerik etiketlerinin dikkatle okunması gerektiğini söylüyor.
İncelemeyi yürüten ekip, bu tür gıdaların “geçiş araçları” olarak değerlendirilebileceğini söylüyor. Yani et ve süt ağırlıklı bir beslenmeden tamamen bitki bazlı beslenmeye geçiş sürecinde bu ürünler, daha sağlıklı bir geçiş köprüsü görevi görebilir.
