Avrupa Birliği’nin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) kayıtlarına göre, 7 Ekim 2025 tarihinde Avusturya, Türkiye’den gelen çipura sevkiyatında “bakteriyel kontaminasyon” tespit etti. Analizlerde üç farklı bakteri grubunda yüksek sayım belirlendi:
Mezofilik aerobik bakteriler: 1.000.000 CFU/g,
Enterobacteriaceae: 100.000 CFU/g,
Pseudomonas spp.: 1.000.000 CFU/g.
SOĞUK ZİNCİR BOZULDU MU?
Bakteriler “patojenik olmayan mikroorganizmalar” kategorisinde yer alsa da, yüksek yoğunlukları ürünün hijyenik koşullarda işlenmediğine veya soğuk zincirin bozulduğuna işaret ediyor. RASFF verisine göre ürünlerde bakteri tespit edildiği sırada, stokta çipura balığı yoktu.
Çipura ihracatında Türkiye Avrupa’nın liderlerinden
Türkiye, çipura ve levrek üretiminde Avrupa’nın en büyük tedarikçileri arasında bulunuyor. 2024 yılında Türkiye’nin su ürünleri ihracatı 1,7 milyar dolara ulaşırken, bunun yaklaşık üçte biri çipura ve levrekten elde edildi. Ege ve Akdeniz kıyılarındaki yoğun çiftlik üretimi sayesinde Türkiye, Avrupa pazarında özellikle İtalya, İspanya ve Yunanistan ile rekabet ediyor.
Uzmanlara göre bu tarz mikrobiyolojik bildirimler, genellikle işleme veya depolama aşamalarında sıcaklık kontrolünün yetersiz kalmasından kaynaklanıyor.
Bakteriler ne kadar riskli?
RASFF kayıtlarında tespit edilen bakteriler doğrudan hastalık etkeni olarak sınıflandırılmasa da, yüksek miktarda bulunmaları tüketim güvenliğini etkileyebilir.
Mezofilik aerobik bakteriler, gıdalarda bozulma ve kötü kokuya neden olabilir.
Enterobacteriaceae, dışkı kaynaklı hijyen sorunlarına işaret eder ve patojen bakterilerin varlığına zemin hazırlar.
Pseudomonas spp., özellikle soğukta bile çoğalabilen türleriyle balık ve deniz ürünlerinde raf ömrünü kısaltır.
PİŞİRME SONRASI RİSK AZALIYOR
Uzmanlara göre, bu bakterilerin büyük kısmı pişirme sırasında yüksek sıcaklıkta yok olur, ancak kontamine ürünlerin taze tüketilmesi (örneğin az pişmiş veya marine balıklarda) gıda zehirlenmesi riski oluşturabilir.