Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), yeni nesil sendikacılık faaliyetlerinin yanı sıra güvenilir gıda kültürünün yaygınlaştırılması konusunda çalışmalarını sürdürüyor.
Bu kapsamda Gıda Güvenliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Samim Saner’in konuk edildiği “Gıda Güvenliği: Bir tehdit mi yoksa fırsat mı?” webinarında; gıda güvenliğinin risk ve fırsat boyutları, tüketici güvenini güçlendirecek şeffaflık adımları ve gıdada tağşişten iklim krizine uzanan temel konular ele alındı.
GIDA ÜRETİMİ ŞEFFAFCA paylaşılmalı
Değerlendirmesinde gıda güvenliğinin her şeyden önce üreticinin değerlerine ve ilkelerine bağlı olduğunu ifade eden Dr. Samim Saner, “Günümüzün tüketici standartlarına göre gıda ürünlerinin üretim süreçlerinin görülmesi ve firmaların şeffaf bir şekilde paylaşması gerekiyor” dedi.
GIDA HİLELERİYLE MÜCADELE ETMELİYİZ
Son yıllarda Türkiye gündemini sıkça meşgul eden gıdada hile konusuna da değinen Dr. Saner, “Hileyi ihmalden ayıran temel çizgi kasıttır. Ancak konuyu yalnızca ürün içeriğine bir şeyin eklenmesiyle veya çıkarılmasıyla sınırlı olarak düşünmemeliyiz. ‘Light’ olmayan ürüne ‘light’, vegan olmayan ürüne ‘vegan’, organik olmayan ürüne ‘organik’, ‘glütenli’ ürüne ‘glütensiz’ şeklinde etiketlemek de hiledir; çünkü tüketici ürünü etikette gördüğü bilgiler nedeniyle satın alır. Üstelik bu boşluklar dış ticarette de karşımıza çıkıyor. Örneğin İngiltere’de yayımlanan son raporda Türk balındaki taklit vakaları özellikle vurgulandı. Küresel rakiplerimiz bu zafiyetleri fırsata çeviriyor. Dolayısıyla iç pazarda tüketiciyi, dış pazarda da ‘Türk malı’ imajını korumak için gıda hileleriyle daha geniş ve kararlı bir mücadele yürütmeliyiz” şeklinde konuştu.
Sıcaklıklar pestisit kalıntısını artırıyor
İklim değişikliğinin hem dünyayı hem de Türkiye’yi her geçen yıl daha fazla zorlayacağına ve gıda güvenliği üzerindeki baskıyı artıracağına dikkat çeken Dr. Samim Saner gıda toksikolojisinin önemine de değindi. Saner; “Sıcaklığın artması böceklerin yaşam döngülerini uzatarak ürün kaybını artırıyor. Ürün açısından zararlı olan bu canlılarla mücadele ise pestisit ihtiyacını yükseltiyor ve bu da yine gıdalardaki pestisit kalıntısı şeklinde karşımıza çıkıyor” dedi.
“Akademi sorumluluk üstlenmeli”
Webinarın son bölümünde üniversiteler ve bilim camiasının, gıda güvenliği konusunda daha aktif bir şekilde rol almasının önemini vurgulayan Dr. Samim Saner, “Gıda mühendisliği, ziraat, veteriner hekimlik ve beslenme bölümlerindeki öğretim üyelerinin; bilimsel doğruları cesurca dile getirip, karmaşık verileri halkın anlayacağı yalın bir dile indirgemeli. Sosyal medya çağında bunun için çok uzağa gitmek gerekmiyor: YouTube’da iki dakikalık bir video, X’te birkaç gönderi veya Instagram’da yanlış bilgi içeren bir paylaşımın altına ‘Bu iddianın bilimsel dayanağı yok’ yorumu eklemek bile dezenformasyonun hızını kesmeye yetebilir” ifadelerini kullandı.