Sağlıklı nesiller yetiştirmek sadece katkı maddelerini tanımakla değil, çocukların beslenmeyle kurduğu ilişkiyi doğru yapılandırmakla mümkün. Paketli gıdalara dair yasakçı değil, öğretici ve dönüştürücü bir yaklaşım benimseyen aileler; çocuklarının hem fiziksel hem ruhsal gelişiminde uzun vadeli fark yaratıyor.
“Yasak” demek merak uyandırıyor, risk artıyor
Turgut Özal Üniversitesi’nden Doç. Dr. Esra Kurt’un yürüttüğü çalışmalara göre, yeme problemleri sağlıklı çocuklarda bile yüzde 45’e kadar çıkabiliyor. Bu oran, gelişim geriliği olan çocuklarda yüzde 80’e kadar ulaşıyor.
Uzmanlar, özellikle okul öncesi dönemde getirilen katı yasakların çocuğun ilgisini daha da artırabileceği ve ilerleyen yaşlarda aşırı yeme, gizli yeme ya da seçici yeme gibi bozukluklara neden olabileceğini belirtiyor.
Yasaklamak yerine çözüm ne olabilir?
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Prof. Dr. Timur Erk, çocuklarda abur cubur tüketiminin sadece obezite değil, böbrek hastalıkları başta olmak üzere birçok kronik rahatsızlığa kapı aralayabileceğini söylüyor. Prof. Dr. Erk’e göre çözüm, çocuklara paketli ürünleri doğrudan yasaklamak değil, ürün etiketlerini birlikte okumak, içerikleri tartışmak ve doğru seçim yapmayı öğretmek.
“Çocuklara ‘bu tamamen yasak’ demek yerine ‘bunu neden sık tüketmemeliyiz?’ diye birlikte düşünmeye sevk etmek, birlikte çözüm aramanın daha sağlıklı olacağını ifade eden Prof. Dr. Erk, “Böylece çocuklar kontrolsüz değil, bilinçli tüketici olurlar.”
Yasaklayarak değil, model olarak eğitin!
Çocuk psikolojisi alanında çalışan Aile Terapisti Elif Yaman ise, yeme bozukluklarının temelinde baskıcı tutumların sıklıkla yer aldığını söylüyor.
“Bir gıdayı ‘yasak’ olarak tanımladığınız anda çocuk için o gıda daha çekici hale gelir. Özellikle ödül ya da ceza aracı olarak kullanıldığında bu durum çocukta hem psikolojik hem fizyolojik düzensizlik yaratabilir.”
Yaman’a göre, haftada bir gün ‘serbest gün’, küçük porsiyonlar ve kontrollü tüketim gibi esnek kurallar daha sağlıklı sonuçlar veriyor.
ARFID riski giderek yaygınlaşıyor
Yeme bozukluklarının sadece ergenlikte değil, çocukluk döneminde de başladığına dikkat çeken ABD’li uzman Dr. Kathleen Fitzpatrick, “Kaçıngan/Kısıtlayıcı Gıda Alım Bozukluğu (ARFID), çocukların çok sınırlı bir gıda grubuna yönelmesine neden olur ve fiziksel gelişimlerini sekteye uğratabilir” diyor.
Dr. Fitzpatrick’e göre çözüm; çocukları korkutmadan, yavaş yavaş yeni tatlara alıştırmak, birlikte yemek hazırlamak ve aile sofrasında pozitif bir atmosfer yaratmak.
Çözüm ne? Yasak değil, bilinçli sınır!
Türkiye’den ve dünyadan elde edilen veriler ışığında uzmanların önerileri şu şekilde özetleniyor:
• Yasaklamayın, sınırlayın: “Her gün değil, haftada bir.”
• Birlikte seçin: Çocuğunuzla markette ürün etiketi okuyun.
• Rol model olun: Siz sağlıklı beslenirseniz, çocuk sizi taklit eder.
• Evde erişilebilir alternatifler sunun: Ev yapımı meyve barları, yoğurt, fırınlanmış sebzeler, ceviz, badem gibi doğal atıştırmalıklar hazırda bulunsun.
• Sofrayı birlikte kurun: Çocuk yemeğe dahil oldukça bilinçlenir.