Acıbadem Üniversitesi, deri kanseri üzerine yaptığı çığır açan çalışmalarla tanınan Amerikan Fotobiyoloji Derneği Genel Sekreteri ve Ohio Üniversitesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Masaoki Kawasumi’yi ağırladı.
Bilim insanı, kafeinin özellikle güneş altında tüketildiğinde deri kanserine karşı güçlü bir koruma sağladığını belirterek dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Kahve ve deri kanseri ilişkisi
Doç. Dr. Masaoki Kawasumi, yıllardır süren araştırmalarıyla kahve ve kafeinin deri kanserine karşı koruyucu etkisini deneysel olarak ortaya koyduklarını anlattı.
Kafein güneş koruyucu gibi
Kawasumi, güneş ışığı ile temas eden ciltte kafeinin adeta bir “güneş koruyucu” gibi çalıştığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Kahve içmek sadece keyif değil; doğru zamanda içildiğinde bir koruyucu tedbir. Güneş altında içilen kahve, vücudu kansere karşı koruyabiliyor. Hayvan deneylerinde her bir fincan kahvenin deri kanseri riskini %5 azalttığını bulduk.”
Kafein ve güneş ışığı birlikte çalışıyor
Doç. Dr. Kawasumi, kafeinin tek başına değil, güneş ışığıyla etkileşime girdiğinde daha etkili olduğunu vurguladı:
“Kafein, güneş ışığıyla temas ettiğinde aktive oluyor ve kanseri önleyen proteinleri harekete geçiriyor. Güneş altındayken içilen kahve bu nedenle çok daha koruyucu.”
Bu etkiyi keşfetme yolculuklarının yeşil çay araştırmalarıyla başladığını söyleyen bilim insanı, çaydaki yüksek kafein oranının da benzer koruma sağladığını fakat kahvenin etkisinin daha belirgin olduğunu ifade etti.
Kafeinin anti-kanser etkisi başka organlarda da görülüyor
Kafeinin yalnızca deri kanserine karşı değil; karaciğer, rahim, ağız ve yutak kanseri gibi pek çok kanser türünde de koruyucu etki gösterdiğini belirten Kawasumi, antioksidan yapısı sayesinde serbest radikalleri nötralize ederek hücreleri koruduğunu söyledi.
Ayrıca kafeinin sadece içildiğinde değil, hap formunda, merhem olarak cilde uygulandığında da koruyucu etkiye sahip olduğunu aktardı.
“Kahve tüketimini artırmadan önce hekiminize danışın”
Doç. Dr. Kawasumi, kafeinin faydaları kadar dikkat edilmesi gereken yönleri olduğuna da değindi.
Kalp hastalığı, hipertansiyon, ritim bozukluğu, mide hassasiyeti veya anksiyetesi olan kişilerin kafein tüketiminde temkinli olması gerektiğini, bu nedenle tüketimini artırmadan önce mutlaka bir hekime danışılması gerektiğini vurguladı.
İnsan odaklı yeni araştırmalar yolda
Bugüne kadarki çalışmaların çoğunun hayvanlar üzerinde yapıldığını belirten araştırmacı, yeni dönemde yüksek riskli insan gruplarında klinik çalışmalar yürütmeyi planladıklarını açıkladı.
Bu çalışmaların, kişiye özel koruyucu tedavilerin önünü açabileceğini vurgulayan Kawasumi, “Kanserle mücadelede artık sadece tedavi değil, korunma da en önemli gündemimiz olacak” dedi.
