Hormonlarımız vücudun en hassas sistemlerinden biri. Doğru besinlerle desteklenen bir yaşam tarzı, ruh hali değişimlerinden sıcak basmalarına kadar birçok semptomun hafiflemesine yardımcı olabilir.
Mutfağında yemek pişirirken kokusuna dayanamayıp tadına bakan bir kadın düşünün… Kimi zaman fark etmeden hormonlarımız da bu seçimlerden etkileniyor. Çünkü beslenme, vücudun kimyasal haberleşme sistemi olan hormonlar üzerinde doğrudan belirleyici bir rol oynuyor.
Doğal denge için doğru tabak
Hormonlar; metabolizmadan enerji seviyelerine, ruh halinden üreme sistemine kadar neredeyse her süreci kontrol eden biyokimyasal iletkenler. Bu sistemin dengesi bozulduğunda, kadınlarda menopoz ya da düzensiz regl gibi birçok sorun baş gösterebiliyor.
Uzmanlar, doğal bir denge sağlamak için “doğru tabak” yaklaşımını öneriyor: bazı besinler vücudu desteklerken, bazıları hormon dengesizliğini derinleştirebiliyor.
Hangi besinler hormonal sistemi dengede tutuyor?
Araştırmalar, tam tahıllar (yulaf, esmer pirinç, kinoa) gibi lifli karbonhidratların kan şekerini dengede tuttuğunu ve magnezyum açısından zengin olmaları sayesinde hormonal sistemin düzenine katkı sağladığını gösteriyor.
Avokado, zeytinyağı, chia tohumu gibi sağlıklı yağ kaynakları ise hem hormon sentezinde yapı taşı görevi görüyor hem de adet öncesi gerginlik sendromunda kan şekeri dalgalanmalarını azaltıyor.
Omega-3 yağ asitleri açısından zengin olan somon, keten tohumu ve ceviz de öne çıkanlar arasında. Bu yağlar, adet sancılarını azaltma ve iltihapla savaşma özellikleriyle biliniyor.
Menopoz döneminde östrojen benzeri etkiler gösteren soya ürünleri (tofu, edamame, tempeh) ise Asya tarzı benlenmelerin bu dönemde neden daha hafif semptomlarla ilişkilendirildiğini açıklıyor.
Ayrıca brokoli, lahana ve Brüksel lahanası gibi turpgiller, karaciğerin östrojeni daha verimli şekilde işlemesine yardımcı olarak vücuttaki östrojen baskınlığını dengelemeye destek oluyor.
Bu besinler hormon dengesini bozabiliyor
Hormon sağlığı için uzak durulması gereken bazı gıdalar da var: Kafein ve alkol, kortizol seviyesini yükselterek stres hormonlarını tetikleyebiliyor. Rafine şeker ve ultra işlenmiş gıdalar, insülin direncine yol açarak hormonal sistemi zorluyor. Yüksek glisemik indeksli karbonhidratlar, kan şekeri dengesini bozarak enerji dalgalanmalarına neden olabiliyor.
Uyku, stres ve bağırsak sağlığı da önemli
Harvard Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bölümü’nden Dr. Andrea Dunaif, beslenmenin tek başına yeterli olmadığını vurguluyor: “Hormonlar bir senfoni gibidir; beslenme notaları tek başına yetmez. Uyku, stres yönetimi ve bağırsak sağlığı da orkestranın diğer üyeleridir. Hepsi birlikte çalışmadıkça denge sağlanamaz. Ayrıca düzenli egzersiz kortizolü azalttırıyor, kaliteli uyku ise insülin ve leptin hormonlarını dengeliyor” diyor.