Fransa’da yürütülen ve 100 binden fazla yetişkini 10 yılı aşkın süre izleyen büyük bir nüfus araştırması, işlenmiş gıdalarda kullanılan bazı koruyucu maddelerin meme kanseri dahil olmak üzere çeşitli kanser türleriyle ilişkili olabileceğini ortaya koydu.
Bulgular, ultra işlenmiş gıdaların uzun vadeli güvenliği konusunda yeni tartışmalar yaratabilecek nitelikte.
Gıda koruyucuları kanser yapar mı
Araştırma, dünyanın en kapsamlı beslenme takibi projelerinden biri kabul edilen NutriNet-Santé kohortu üzerinden yürütüldü.
Katılımcıların yaklaşık %80’i kadındı ve kayıt sırasındaki ortalama yaş 42 idi. 2009–2023 arasında her birey, tükettiği tüm gıdaları ayrıntılı şekilde içeren 24 saatlik beslenme formlarını defalarca doldurdu; kişi başına ortalama 20’den fazla kayıt oluştu.
Potasyum sorbat ve nitratın kanser ilişkisi
Bu yoğun takip sayesinde bilim insanları, gıda ürünlerindeki potasyum sorbat, potasyum metabisülfit, potasyum nitrat ve sodyum eritrobat gibi yüzlerce katkı maddesine bireysel maruziyeti hesapladı.
Meme kanserinde risk artışı: %20–26
Takip süresi boyunca 4.226 yeni kanser vakası tespit edildi. Bunların, 1.208’i meme kanseri, 508’i prostat kanseri, 352’si kolorektal kanserdi.
Araştırma ekibi, özellikle dört koruyucu madde için tutarlı ve güçlü risk artışları buldu. Buna göre:
Bu katkı maddelerine en yüksek düzeyde maruz kalan kadınlarda, meme kanseri riski en düşük maruziyet grubuna kıyasla %20–26 daha yüksek bulundu.
Bu maddelerin çoğu; şarküteri ürünleri, hazır soslar, unlu mamuller, paketli atıştırmalıklar, tatlılar ve çeşitli içeceklerde yaygın olarak kullanılıyor.
Diğer kanser türlerinde de sinyaller var, ancak daha zayıf
Araştırma, genel kanser riski, prostat ve kolorektal kanserlerde de bazı ilişki işaretleri tespit etti. Ancak bu bağlantıların meme kanserindeki kadar güçlü ve tutarlı olmadığı belirtildi.
Ultra işlenmiş gıdalar çağında yeni bir tartışma: Gıda koruyucuları ne kadar güvenli?
NutriNet-Santé araştırması, daha önce laboratuvar ortamında gösterilen potansiyel toksik etkilerin, gerçek yaşam verisiyle ilk kez geniş bir insan grubunda kanser ile ilişkilendirildiğini ortaya koydu. Araştırmacılar, sonuçların, sağlık otoriteleri için katkı maddelerine dair yeni risk değerlendirmeleri yapılmasını, beslenme rehberlerinin güncellenmesinin gerektirebileceğini belirtti.
