Gıda Bülteni Gıda Ev yapımı pekmez ve sirkede ağır metal şoku!

Ev yapımı pekmez ve sirkede ağır metal şoku!

Tüketicilerin sağlıklı gıda konusunda yaşadığı zorluklar artarken, ev yapımı ürünlerin gerçekten daha güvenilir olup olmadığı merak konusu. Necmettin Erbakan Üniversitesi'nde yapılan önemli bir tez çalışması, bu soruya bilimsel bir açıklama getiriyor.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Biyoteknoloji alanında yüksek lisans yapan Yunus Emin Atak’ın “Üzümden Elde Edilen Ticari ve Ev Yapımı Gıda Ürünlerindeki Ağır Metal İçeriklerinin Tespiti ile Ticari Ürünlerdeki Türk Gıda Kodeksi’ne Olan Uyumluluğun Belirlenmesi üzerine gerçekleştirdiği araştırmada, üzümden elde edilen ev yapımı ve ticari ürünlerin (sirke, pekmez ve şarap) içerdikleri ağır metaller incelendi. 
Ev yapımı ürünlerin “doğal” ve “sağlıklı” olduğuna dair yaygın inancın sorgulanmasına neden olan çalışma, çarpıcı bulgularla tüketicilere önemli uyarılarda bulunuyor.

21 farklı ağır metal analiz edildi

Araştırmada piyasada sıkça tüketilen sirke, pekmez ve şarap numuneleri üzerinde toplam asitlik, pH, kuru madde ve tam 21 farklı ağır metal analizi yapıldı. Elde edilen sonuçlar, ev yapımı ürünlerdeki ağır metal oranlarının bazı durumlarda Türk Gıda Kodeksi’nde (TGK) belirtilen yasal sınırları açıkça aştığını ortaya koydu.

Örneğin; ev yapımı sirkelerdeki demir miktarı, 13,5 ile 56,5 mg/L arasında değişirken, TGK’nın izin verdiği üst sınır 10 mg/L. Ev yapımı şaraplarda alüminyum (114,4 mg/L) ve demir (63,25 mg/L) oranları dikkat çekici şekilde yüksekti. AOÇ markalı bir ticari pekmezde ise alüminyum ve titanyum oranları diğer ticari ürünlere kıyasla yaklaşık 10 kat daha fazla çıktı.
Buna karşın, ticari ürünlerin genel olarak yasal sınırlara uygun olduğu, ancak bazı örneklerde belirli metallerin yüksek çıktığı da gözlemlendi.

Sağlıklı görünen geleneksel ürünlerde ciddi risk

Araştırma sonuçlarını değerlendiren uzmanlar, özellikle ev yapımı ürünlerde üretim süreçlerinin kontrolsüz ve hijyenik olmayan koşullarda gerçekleşmesinin, ağır metal bulaşı riskini artırabileceğine dikkat çekiyor. 
Evde kullanılan kazan, kap, su ve katkı maddeleri; üzümün yetiştiği toprak ve su kaynakları; kullanılan filtre sistemleri ya da bunların eksikliği, metal oranlarını doğrudan etkileyebiliyor. Evde yapılan pekmezlerde, ticari ürünlere kıyasla daha yüksek miktarda demir, şaraplarda ise bor ve alüminyum tespit edildi. Bu durum, “doğal ürün güvenlidir” algısının her zaman geçerli olmayabileceğini gösteriyor.

Tüketici ne yapmalı? 

Çalışmanın sonuçları, hem üreticiler hem de tüketiciler için önemli mesajlar içeriyor: Ev yapımı ürünlerin geleneksel yöntemlerle üretilmiş olması onları her zaman daha sağlıklı yapmıyor. Ticari ürünlerdeki filtreleme, kalite kontrol ve gıda güvenliği uygulamaları, bazı durumlarda daha güvenli ürünler sunabiliyor. Tüketicilerin ürün alırken yalnızca “doğal”, “köy ürünü” gibi etiketlere değil, ürünün üretim ve saklama koşullarına da dikkat etmesi gerekiyor.

Bilimsel denetim şart!

Atak’ın çalışması, gıda güvenliği konusunda sadece menşei değil, üretim sürecinin tamamının denetlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Gıdada sürdürülebilirlik ve halk sağlığı açısından bu tür bilimsel çalışmaların teşvik edilmesi, denetimlerin artırılması ve tüketicinin doğru bilgilendirilmesi önem taşıyor.


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *