Berlin’e her gidişimde mutlaka döner yerim.
Bu şehirde Türk dönerinin ne kadar ünlü olduğunu duymuşsunuzdur.
Sadece orada bulunan Türkler tarafından sevilmiyor bu döner. Almanlar veya başka uyruklu kişilerin de oldukça sevdiği bir fast food çeşidi olmuş çoktan.
Gittiğim dönercide sohbet ettiğim Adanalı Kürşat usta bunu şöyle ifade ediyor:
“Biz burada zincir hamburgercilerin sonunu getirdik. Gençler hamburger yemek yerine bize gelip Türk döneri tercih ediyor diye belirtiyor.”
Peki anavatanında bile hamburgercilerin önüne geçememiş döner, Almanya’ da nasıl bu kadar seviliyor?
Berlin döneri seçenekleri neler?

Kürşat usta döner keserken bana seçenekler sunmaya başlıyor,
Öncelikle ekmek arası, lavaş, kutu döner gibi seçeneklerden birini seçmeniz gerekiyor.
Kutu döner içeriğinde; et, salata ve patates kızartması bulunuyor. Yani ekmeksiz bir seçenek.
Burada bir diyetisyen olarak, eğer kilonuzu kontrol etmek istiyor ve fazla kalori almak istemiyorsanız kutu tercih etmenizi öneririm. Hatta sadece et ve salata olarak bu seçeneği alabilirsiniz. Yani patatesi almayabilirsiniz. Ancak ben o gün hem 20 bin adım atmış olmanın verdiği haklı gururla, hem de orijinal halini denemek istediğim için şansımı ekmek arası olan menüden yana kullandım.
İkinci olarak seçmeniz gereken şey; soslar…
Döneri eklemeden önce ekmeğin bir tarafına sos sürülüyor. Burada acılı, yoğurtlu, sarımsaklı seçenekler mevcut. Bu sosların genellikle mayonezli ve yüksek yağlı içerikleri olduğunu belirtmek isterim. Yani mümkünse sos almayalım veya çok az eklenmesini belirtebilirsiniz.
Alman dönerinin Türk dönerinden farkı ne?
Dönerin gramajı 100 veya 120 gramlık seçeneklerde mevcut. Bu benim gittiğim mekan için geçerli olabilir sadece. Döneri kesip ekmeğin içine yerleştirdikten sonra, Türkiye’ de bulunan dönerle aradaki lezzet farkını yaratan asıl can alıcı noktaya geldik.
Şimdi sıra sebzelerde;
Seçenekler şunlar; domates, soğan, mor lahana, marul, taze yeşil biberden istediklerinizi belirtiyorsunuz.
Ve etin üzerine ekleniyor.
Sonuç olarak neredeyse et ile aynı miktarlarda bulunan, bolca çiğ sebzenin bulunduğu sağlıklı bir menü elde etmiş oluyorsunuz.
Türk dönerinden farkı işte bu salata malzemelerinin olması.
Ülkemizde genellikle dönerin içinde sizlere sadece turşu ve domates servis edilmektedir.
Bir diyetisyen olarak etin yanında çiğ sebzelerin tüketilmesinin oldukça faydalı olduğunu söyeyebilirim. Böylece etin içinde bulunan demirin biyo-yararlılığı artar ve vücut tarafından daha kolay kullanılabilir hale gelir.
Ayrıca yine ısıl işlem dolayısı ile ette bazı değişimler meydana gelir ve serbest radikal dediğimiz zararlı bileşikler oluşur. İşte bu nedenle etin yanında bolca sebze tüketmek, bu serbest radikallerin vücudumuza hasar vermesini önler.
Son olarak içecek seçeneklerinde dikkatimi çeken ve Almanların genellikle tercih ettiği mangolu ayran mevcut. Ancak içeriğine baktığımda meyve püresi ve yoğurdun yanında, nişasta ve glukoz-fruktoz şurubu olduğunu gördüm. Ekstra şeker içeriği nedeniyle tüketilmesini önermeyeceğim.
Almanya'da döner kaç TL?
Fiyat kıyaslamasına gelince; ben döner ve ayrandan oluşan menüye 7 Euro ödedim.
Kredi kartı seçenekleri de mevcut. Türk lirasına çevirdiğimizde ise yaklaşık 300 TL etmektedir.
Türkiye’ de ise benzeri şekilde çok lüks olmayan bir büfede, 100 gram et içeren yarım ekmek döner 300 TL ve ayran 60 TL idi. Dolayısı ile ülkemizde daha yüksek fiyat farkı ve daha az sebze içeriği ile döner yiyebiliyor olmamız oldukça üzücü.
Berlin dönerinin bizde de gittikçe yaygınlaşmasını temenni ediyorum.
Berlin'deki ustanın döneri hazırlarken çektiğim videosunu ve sohbeti aşağıda izleyebilirsiniz