The Lancet’te yayımlanan ve 43 uluslararası uzmanın katkı sunduğu kapsamlı rapor, aşırı işlenmiş gıdaların modern beslenmeyi ele geçirdiğini, klasik ev yemeklerini geride bıraktığını ve halk sağlığını tarihinin en yüksek risk seviyesine taşıdığını gösteriyor. UPF’lerin yüksek tüketimi, dünya çapında 100’den fazla uzun dönemli çalışmanın bulgularına göre; obezite, tip 2 diyabet, kalp-damar hastalıkları, depresyon ve erken ölüm riskini anlamlı biçimde artırıyor.
Bu gıdalar; renklendirici, tatlandırıcı, yapay aroma, stabilizatör gibi onlarca kozmetik katkı maddesi ile yoğun endüstriyel işlemler sonucu üretiliyor. Yüksek sıcaklık, akrilamid ve furan gibi kanser riskine işaret edilen bileşikleri ortaya çıkarabiliyor. Uzmanlar ayrıca paketli ürünlerin ambalajlarından bisfenol, ftalat ve PFAS gibi “sonsuz kimyasalların” gıdaya sızabildiğini ve bunların hormon sistemini bozabileceğini söylüyor.
Türkiye’de tablo ağırlaşıyor: Paketli gıdada rekor artış
TÜİK ve uluslararası veri sağlayıcıların raporlarına göre Türkiye’de; hazır ve paketli gıda tüketimi son 10 yılda yüzde 300’e yakın arttı. Büyük şehirlerde çocukların günlük kalorisinin yaklaşık yüzde 35’inin paketli ürünlerden geldiği tahmin ediliyor. Türkiye, kişi başı şekerli içecek tüketiminde Avrupa’nın ilk 5 ülkesi arasında yer alıyor. 
Market raflarında yer alan ürünlerin yaklaşık yüzde 70’inden fazlası NOVA sınıflamasına göre “aşırı işlenmiş” kategorisinde. Beslenme uzmanları, bu yükselişin obezite oranlarına da yansıdığını belirtiyor. Türkiye’de yetişkin obezite oranı yüzde 31 ile OECD ortalamasının üzerinde.
“Bilim net: Bu ürünler sağlığa zarar veriyor, politika şart”
Fransız epidemiyolog Mathilde Touvier, bulguların hükümetler için artık “inkâr edilemez bir politika gerekliliği” olduğunu vurgulayarak, “UPF’lerin küresel çapta sağlık zararları artık çok güçlü kanıtlarla destekleniyor. Politika adımları ertelenemez.” 
Şili’de sert gıda etiketleme yasalarının mimarlarından Camila Corvalan ise şu önerileri sıralıyor:
• Paket ön yüzüne UPF uyarı etiketleri eklenmeli
• Çocuklara pazarlama kesin olarak yasaklanmalı
• UPF’lere ek vergi uygulanmalı
• Elde edilen gelirle sağlıklı gıdaya erişim sübvanse edilmeli
Beslenme eğilimleri üzerine çalışan epidemiyolog Barry Popkin ise sadece şeker ve yağın değil, yoğun işlemenin kendisinin de sağlık risklerinin görünür kılınması gerektiğini söylüyor.
Hastane ve okullarda UPF yasağı gündemde
Raporda, hastaneler, okullar ve resmi kurumlarda UPF satışının sınırlandırılması, market raf düzeninde görünürlüğün azaltılması ve düşük gelirli hanelere sağlıklı gıda desteği sağlanması gibi önlemler öneriliyor.
Uzmanlar, dev gıda şirketlerinin lobi faaliyetlerinin tütün sektörüne benzer şekilde düzenlemeleri geciktirdiğine dikkat çekiyor.
Eleştiriler de var: “UPF kavramı tartışmalı, daha fazla çalışma gerekiyor”
Araştırmaya dahil olmayan bazı akademisyenler ise kavramın bilimsel olarak daha fazla netleştirilmesi gerektiğini savunuyor. Sheffield Hallam Üniversitesi’nden Jordan Beaumont, gözlemsel verilerin sınırlı olduğunu belirtirken; Open University’den Kevin McConway daha iyi beslenme ölçümlerine ihtiyaç olduğunu söylüyor.
