Harvard TH Chan Halk Sağlığı Okulu ile İsrail Ben Gurion Üniversitesi'nin ortak çalışması, yaygın bir yanılgıyı çürütüyor: “Zayıflamak zorunda değilsiniz, sağlıklı olmak için sağlıklı beslenmeniz yeterli.”
761 kişilik geniş bir katılımcı grubunu inceleyen bilim insanları, düşük yağlı, düşük karbonhidratlı, Akdeniz tipi ve yeşil-Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme planlarını iki yıla yakın takip etti.
Kilo veremeyenlerde de sağlık gelişiyor
Katılımcıların yaklaşık yüzde 28’i kilo vermedi, hatta bazıları kilo aldı. Ancak bu grup, daha yüksek HDL (iyi) kolesterol, daha düşük leptin (açlık hormonu) ve daha az zararlı viseral yağ gibi önemli metabolik iyileşmeler yaşadı.
Harvard’tan Dr. Anat Yaskolka Meir, “Kilo kaybını başarı, verememeyi başarısızlık olarak görüyoruz. Oysa gerçek başarı, vücudun iç dengelerini iyileştirmek” diyor.
Kişisel biyoloji de etkili
Araştırmada ayrıca bazı insanların, genetik veya biyolojik nedenlerle kilo kaybına dirençli olabileceği de belirlendi. Harvard Beslenme Bilimi Uzmanı Dr. Iris Shai’ye göre, herkesin aynı diyete aynı şekilde yanıt vermediğine dikkat çekerek, “Bu sadece irade meselesi değil; biyolojinin büyük bir etkisi var” dedi.
Kilo değil, sağlık odaklı diyet 
Bu çalışma, diyetin sadece kilo odaklı değil, sağlık odaklı yapılması gerektiğini vurguluyor. Kilo vermeyen kişilerin dahi kalp-damar sağlığını ve metabolizmayı iyileştirebildiği görülüyor. Araştırmacılar gelecekte daha fazla kadının dahil edildiği benzer çalışmaların yapılması gerektiğini de ekliyor.