Nature Aging dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ileri yaşlarda kalp, beyin ve sinir sistemi hastalıklarının birikimini yavaşlatabiliyor.
Özellikle Alternatif Sağlıklı Beslenme İndeksi (AHEI), Akdeniz-DASH Nörolojik Diyet Modeli (MIND) ve Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) gibi diyetlere uzun süreli bağlılık, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik hastalıkların daha yavaş ilerlemesiyle bağlantılı.
Buna karşılık, iltihap artırıcı (proinflamatuar) gıdaları fazla tüketen kişilerde, bu hastalıkların çok daha hızlı biriktiği görüldü.
Sağlıklı diyet, hastalıkları geciktiriyor 
İsveç’te toplumda yaşayan 2 bin 473 yaşlı birey üzerinde yürütülen araştırma, katılımcıların 15 yıl boyunca hem beslenme alışkanlıklarını hem de kronik hastalık gelişimlerini düzenli olarak takip etti. Araştırmanın en dikkat çeken bulgularından biri, sağlıklı beslenen bireylerin aynı süre içinde ortalama iki kronik hastalık daha az geliştirmiş olmaları.
Özellikle MIND ve AHEI diyetlerine yüksek düzeyde uyum gösterenler, kalp-damar ve sinir sistemi hastalıklarını daha geç yaşarken, iltihap yapıcı gıdalara dayalı beslenme düzenine sahip olanlar bu hastalıkları daha erken ve yoğun biçimde yaşadı.
Hangi diyet ne sağladı?
MIND Diyeti, başlangıçta yalnızca beyin sağlığına odaklanmak amacıyla geliştirilmişti. Ancak bu çalışma, MIND diyetinin kalp hastalıkları açısından da önemli koruyucu etkiler sağladığını gösterdi.
AHEI ise genel sağlıklı beslenmeyi temsil eden bir model olarak, katılımcılar arasında en güçlü koruyucu etkiyi gösteren diyet olarak öne çıktı. Bu diyete yüksek uyum gösteren bireylerde hem kalp hastalıklarının hem de nörolojik rahatsızlıkların artış hızı ciddi şekilde yavaşladı.
AMED, yani Alternatif Akdeniz Diyeti ise kardiyovasküler sağlığı olumlu etkilerken, kas-iskelet sistemi hastalıklarıyla ilgili bazı çelişkili sonuçlar doğurdu. Örneğin bazı analizlerde AMED diyetine daha fazla uyan bireylerde kas-iskelet rahatsızlıklarının daha hızlı ilerlediği gözlemlendi. Ancak araştırmacılar bu sonucun ana analizle desteklenmediğini ve klinik olarak anlamlı kabul edilmediğini vurguladı.
Proinflamatuar gıdalar tehlike saçıyor
Araştırmada kullanılan Ampirik Diyetsel İnflamasyon İndeksi (EDII) puanı yüksek olan, yani iltihabı tetikleyen gıdaları (kızartmalar, işlenmiş etler, şekerli içecekler vb.) sık tüketen bireylerde hastalık birikimi çok daha hızlı gerçekleşti. Bu bireyler, 15 yıl içinde kardiyometabolik hastalıklar, nöropsikiyatrik rahatsızlıklar ve diğer kronik hastalıklar açısından en riskli grubu oluşturdu.
Yaş ve cinsiyet de etkili
Sağlıklı diyetlerin etkisi, cinsiyet ve yaşa göre değişiklik gösterebiliyor. Kadınlar üzerinde kardiyovasküler faydalar daha belirgin olurken, 78 yaş üzeri bireylerde MIND ve AHEI diyetlerinin nörolojik hastalıklar üzerindeki koruyucu etkisi daha güçlü olarak ölçüldü. Ancak bu farklar, sıkı istatistiksel düzeltmeler yapıldığında anlamlılığını yitirdi.
Diyete ne zaman başlanmalı?
Araştırmacılar, sağlıklı diyetin etkilerinin en güçlü şekilde görülebilmesi için hastalıklardan önce başlanmasının önemli olduğunu belirtiyor. Başlangıçta zaten çoklu hastalığı olan bireylerde diyetin koruyucu etkileri daha zayıf kalıyor.
Bu da, “önleyici beslenme” yaklaşımının neden bu kadar kritik olduğunu gösteriyor. Kısacası, diyete ne kadar erken başlanırsa, uzun vadeli kazanımlar da o kadar büyük oluyor.
Sağlıklı beslenme, sağlıklı yaşlanma
15 yıl süren bu kapsamlı çalışma, sağlıklı beslenmenin yalnızca kısa vadeli değil, uzun vadeli hastalık yükü üzerinde de belirleyici rol oynadığını net bir biçimde ortaya koydu. Bulgular, özellikle kronik hastalıkların birden fazla organ sistemini etkilediği yaşlılık döneminde, beslenmenin koruyucu sağlık stratejisi olarak kullanılabileceğini gösteriyor.
AHEI, MIND ve Akdeniz tipi diyetler, başta kalp ve beyin olmak üzere vücudu yaşlanmanın etkilerine karşı korumada en güçlü kalkanlar arasında yer alıyor. Ancak bu kalkanı işlevsel kılmak için diyete erken yaşta başlamak şart.