Gıda Bülteni Beslenme Okul öncesi aşırı yeme kız çocuklarında ruhsal sorunların erken sinyali olabilir

Okul öncesi aşırı yeme kız çocuklarında ruhsal sorunların erken sinyali olabilir

McGill Üniversitesi’nin 2 binden fazla çocuk üzerinde yaptığı uzun süreli araştırma, okul öncesi dönemde sık sık aşırı yemek yiyen kız çocuklarının ergenlikte kaygı, hiperaktivite ve dürtüsellik yaşama riskinin arttığını gösterdi. Ancak aynı bağlantı erkek çocuklarında görülmedi.

2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Erken yaşta kazanılan yeme alışkanlıklarının, ileriki yaşlarda ruh sağlığı üzerinde belirleyici role sahip olabileceğini gösteren dikkat çekici bilimsel bulgu Kanada’dan geldi. McGill Üniversitesi ve Douglas Araştırma Merkezi’nin araştırmasında, okul öncesi dönemde sık sık aşırı yemek yiyen kız çocuklarının ergenlik döneminde kaygı, dürtüsellik ve hiperaktivite belirtisi gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğu tespit edildi. Aynı ilişki erkek çocuklarında gözlenmedi.

2 bin çocuk incelendi

Araştırma, Quebec’teki 2 binden fazla çocuğun 15 yaşına kadar uzun soluklu takibini içeriyor. Elde edilen bulgular, çocukluk döneminde sıkça görülen aşırı yeme davranışlarının, duygusal mücadelelerin erken işareti olabileceğini gösteriyor.

McGill Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nden Prof. Linda Booij, aşırı yemenin tek başına problem yaratmadığını belirterek, ancak tekrar eden bir davranış olduğunda altında duygusal sebep olabileceğini söyledi. Prof. Booij, “Ara sıra fazla yemek yemek normaldir. Ancak bir çocuk düzenli olarak aşırı yediğinde bu duygusal stresin bir yansıması olabilir. Çözüm çocukları kısıtlamak değil katı kontrol, riski artırabilir” şeklinde yorumladı. 

Aşırı yeme duygusal açlığın habercisi olabilir

Cleveland Clinic’te klinik psikolog Dr. Susan Albers, ise çalışmanın sonuçlarını değerlendirerek ailelere önemli uyarılarda bulunuyor: “Yeme davranışı, özellikle küçük yaşlarda, çocukların duygularını ifade etme ve kontrol etme biçimlerinden biri olabilir. Aşırı yeme sadece fiziksel açlığı göstermez; duygusal açlığın da bir işareti olabilir. Ebeveynlerin ‘Neden bu kadar yiyor?’ sorusunun yanında ‘Şu anda ne hissediyor?’ sorusunu da sorması gerekir.”

Dr. Albers, ayrıca ebeveynlerin yeme davranışını kontrol etme odaklı değil, duygu düzenleme becerilerini destekleyen bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini belirterek, çocuğun yemekten ziyade duygularını konuşabileceği güvenli bir ortam yaratmanın uzun vadede en güçlü koruyucu faktör olacağını söylüyor.

Seçici yeme paniği gerektirmiyor

Çalışmada, çocukların üçte birinin seçici yeme davranışı gösterdiği, ancak bunun ergenlik dönemindeki ruh sağlığıyla anlamlı bir ilişkisinin bulunmadığı da belirlendi. Uzmanlara göre seçicilik çoğu zaman geçici bir gelişim süreci.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *