Türkiye’de bal üzerinde yapılan taklit ve tağşişler hem tüketiciyi hem de dürüst üreticileri mağdur etmeye devam ediyor. Gıda Bülteni olarak haberlerimizde sıkça yer verdiğimiz raflarda gerçek bal süsü verilmiş sahte ürünler yer alırken, denetimlerin yetersiz kaldığı bu alanda güvenilirliği artıracak teknolojik bir gelişme umut vadediyor.
McGill Üniversitesi'nden bilim insanlarının geliştirdiği yapay zeka destekli analiz yöntemi, balda sahteciliğin tespiti için oyunun kurallarını değiştirmeye hazırlanıyor. Bu yenilikçi sistem, sahteciliğe dur diyerek hem tüketicinin hem de emeğiyle üretim yapan arıcıların hakkını koruyabilecek potansiyele sahip.

Bal, doğallığı ve sağlık faydaları nedeniyle sofralarımızın vazgeçilmezi. Ancak dünya genelinde en fazla sahteciliğe maruz kalan gıda ürünlerinden biri olması, tüketiciler ve dürüst üreticiler için ciddi bir sorun yaratıyor. Özellikle tek bir çiçek türünden elde edilen monofloral ballar, daha yüksek fiyatlara satıldıkları için dolandırıcılığa daha açık hale geliyor.
İşte tam bu noktada, Kanada’daki McGill Üniversitesi’nden araştırmacılar, balın gerçek kökenini hızlı ve kesin şekilde ortaya koyan bir teknoloji geliştirdi. Yeni yöntem, geleneksel polen analizinin aksine işlenmiş ballarda bile etkili çalışıyor.
Dakikalar içinde gerçek kaynak ortaya çıkıyor
Balın moleküler düzeyde kimyasal “parmak izini” analiz eden bu sistem, yüksek çözünürlüklü kütle spektrometrisi ile balın içeriğindeki bileşenleri tarıyor. Elde edilen veri, yapay zeka algoritmalarıyla değerlendirilerek arıların hangi çiçek türlerinden nektar topladığı belirleniyor.
Bu çığır açan yöntemin detaylarını açıklayan çalışmanın başyazarı Dr. Stéphane Bayen şöyle diyor: “Geleneksel yöntemlerle balın kaynağını belirlemek günler alabilirken, bizim geliştirdiğimiz sistem bunu dakikalar içinde yapabiliyor. Üstelik bu teknik, filtrelenmiş ya da işlenmiş ballarda bile yüksek doğrulukla çalışıyor.”
Tüketiciye ve yerli üreticiye güvence
Bu gelişme, sadece tüketicilerin aldıkları ürünün içeriğinden emin olmalarını sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda dürüst çalışan yerli arıcıları da haksız rekabete karşı koruyor. İnsanlar balın etiketinde yazdığı gibi olduğunu bilmeyi hak ettiğini söyleyen Dr. Bayen “Aynı şekilde etik üreticiler de piyasada sahte ürünlerle rekabet etmek zorunda kalmamalı” diyor.
Bal ile sınırlı değil: Diğer gıdalar da sırada
Araştırmacılar şimdi aynı yöntemi, zeytinyağı, kahve ve baharat gibi sıklıkla sahteciliğe konu olan diğer gıda ürünlerine uygulamak için çalışmalara başladı.